|
 |
|
MENÜ |
|
|
|
|
|
 |
|
Mezopotamya / Gül Bahçem, Kan Gölüm |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Mezopotamya / Gül Bahçem, Kan Gölüm
I.
Bahçıvansız gül bahçesiydi, Babilden beri bilinir o yitik ülke:
Mezopotamya; dağınık yurdu oldu hep öksüz kalmış çocukların
ağla hadi gül bahçem, kan gölüm, ırmak aram, sonsuz yatağım!
Bitmeyen çarpışmaların alanı tarihin, külün ve ateşin eski toprağı:
Mezopotamya; kuru çölüm, derya ağzım, ölmüş tenim, diri tinim
bana eşeceğim kumdan bir mezar yeri var mı el değmemişliğinde?
Mezopotamya; eski ölüler evim, yas törenlerim, taştan tapınağım
yüz sürdüğüm ölü gömleğim, karanlık tarihim, kan revan yurdum
bir kez daha ölüyorum işte sallanan beşiğinde, annemi göster bana!
II.
Sahi siz ne zaman öldünüz çırılçıplak bedenlerinizden soyunarak
gömerek çocukları, asi ve annesiz ve hep ölü askerlerle vuruşarak
benim kaçıncı ölmem Mezopotamyanın sürmeli kara gözlerinde?
Siz hiç Amerikan askeri gördünüz mü sürmeli gözlü çöl çocukları
ırak bir yerlerde ölü kuşlar uçacak mı yine annesiz kanatlarınızda
ben kendi yeryüzümdeyim, size ne oluyor peki Mezopotamyada?
III.
Hadi bir zılgıt atın hep birlikte, o derin hançerelerle sevinç için
çığlıklara karışsın sesler gırtlaklarınızda, bir zılgıt da acılar için
atılsın! Zalim ve acımasız coğrafyanın siyah-beyaz atlaslarında!
Benim tek dileğim sınırsızlıktır, sizin hiç bilmediğiniz o derinlik
dar bölgelerden sıkıldım, bin yıllardır parçalanmış ve sürgünüm
ne erkim var kendime benzer, ne de iktidar isterim özgürlük için!
IV.
Çok mu benziyor birbirine acaba kan (kırmızısı) ve petrol (yeşili)
o zaman neden gözyaşlarına bulanıyor her sabah yeniden ekmekler
ve nasıl bulaşıyor yeniden kemik tozları Mezopotamyanın ruhuna?
Kum nasıl dönüşürdü cama, neft döner mi suya ve o petrol ve kanım
yeşil ve kırmızı renkleriyle nasıl birleşir insanın tuzlu gözyaşlarıyla
nemlice? Kanımı iki ırmağa akıtın benim göğsümdeki o bunaltılarla!
V.
Tarihin sonu gelmeyecek, hayır, o büyük safsata ve yalan soytarısı
Bağdatın debdebesidir yalnızca halktan gizlenmiş ve kamaştırmış
herkesin gözlerini. Gecikmiş kıyametin gerçekliğini kim biliyorsa!
Artık çok da görkemli olacaktır umutsuzluğun yeniden doğurması
kül, hep unutulmuş Ankadır benim gün görmemiş imgelemimde
çünkü korkulu düşler bir altın düşlemle dirilir her gece yüreğimde.
Prometheusun öldüğünü gören var mı gözleriyle, duyan ya da bilen
ateşi çalmaların ve dağlarda tutuşturmaların ilk ustasıdır çünkü o da
ölümlerden yoruldum, yeni bir ömürdür Gılgamıştan bağışladığım!
(Aydın, 8-9 Mart 2003)
Kemal Gündüzalp
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
ANKET |
|
|
|
|
|
 |
|
Duyuru |
|
|
|
|
|
|
Sevgili arkadaşlar sitemizde gazeteye girerek gazeteye ebone olunuz.Size hiç bir yerde bile bulamayacağınız haberler sizin e-postanıza gelsin.
Farklılığımızı fark edeceksiniz....
Bekliyorum. |
|
|
|
|
|
 |
|
İletişim |
|
|
|
|
|
|
Daima açık olan iletişime sizde haberlerinizi gönderin.
dost_sevgi88@hotmail.com
Gönderin haberlerinizi, biz burda yayınlayalım... |
|
|
|
|